Bangladeş’teki Shahjalal Üniversitesi ve ABD’deki Yeni Sosyal Araştırma Okulu’ndan araştırma sorumlusu Amit Roy, yaptığı açıklamada iklim değişikliğinin halk sağlığı açısından ciddi bir kriz olduğunu belirtti. Uzman, 1940 ile 2020 yılları arasında 191 ülkenin ortalama sıcaklık, yağış ve yaşam beklentisi verilerini analiz ederek iklim değişikliğinin etkilerini inceledi. Roy, bu çalışma kapsamında türünün ilk örneği olan “bileşik iklim değişikliği endeksi” adını verdiği bir endeks oluşturdu.
Araştırma sonuçlarına göre, küresel sıcaklık artışının ortalama insan yaşam beklentisini yaklaşık beş ay ve bir hafta düşüreceği belirlendi. Bu durum, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ciddiyetini ortaya koyuyor. Dünya genelinde ortalama yaşam süresinde 1960 ile 2020 arasında ciddi bir artış gözlenirken, pandemi süreciyle birlikte tekrar azalmalar yaşandı.
Uzmanlar, daha önce yaşam süresindeki artışın, besleyici gıda, temiz su, hijyen ve tıbbi bakımın gelişmesiyle ilişkilendirilirken, Covid-19 salgınıyla birlikte bu trendin tersine döndüğünü belirtti. Özellikle antibiyotik ve aşı gibi yeniliklerin etkisiyle yaşam süresinde artış gözlenirken, pandemi süreciyle birlikte bu artışın durduğu ve hatta gerilediği görüldü.
Amit Roy’un belirttiği gibi, iklim değişikliğinin halk sağlığı üzerindeki etkileri daha da hissedilmeye başlamış durumda. Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda acil önlemler alınması gerekmektedir. Uzmanlar, sadece çevre ve ekoloji açısından değil, aynı zamanda insan sağlığı açısından da iklim değişikliğiyle etkili bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu çerçevede uluslararası işbirliği ve kararlı politikaların hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Bu sayede iklim değişikliğinin yol açabileceği halk sağlığı krizinin önüne geçilebilir ve insan sağlığı korunabilir.
Kaynak: www.ntv.com.tr