Uçak gözlemevinden elde edilen verilere göre, 2023 yılı itibarıyla, İsrail’e ait savaş uçakları, Suriye’nin batısında stratejik olarak önemli iki il olan Lazkiye ve Tartus’ta çok sayıda askeri noktayı hava saldırılarıyla hedef almıştır. Bu saldırılar, bölgedeki güvenlik dinamiklerini ciddi şekilde etkilemekte ve uluslararası ilişkilerde yeni gerilimlere yol açmaktadır. İsrail’in bu tür saldırılardaki amacı genellikle, İran’ın Suriye’deki askeri varlığını zayıflatmak ve Baas rejimi tarafından desteklenen terör gruplarının askeri kabiliyetlerini yok etmektir.
Lazkiye ve Tartus illerinde hedef alınan noktalar arasında, 32. Hava Savunma Alayı, 107. Askeri Karargah ile Hıreysun, Harab, Mıserhin ve Ballutiyye köylerindeki askeri karargahlar ve mühimmat depoları bulunmaktadır. Bu bölgeler, Suriye’nin askeri stratejisinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır, bu nedenle yapılan hava saldırıları sadece fiziksel hedefleri değil, aynı zamanda Suriye’nin askeri gücünü de önemli ölçüde etkilemektedir.
Özellikle Tartus’ta yer alan Hıreysun köyüne düzenlenen saldırıda, şiddetli patlamalar meydana gelmiş ve bu durum bölgedeki sivillerin yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Hava akınları sonucunda, bölgedeki askeri tesislerin yanı sıra, sivil altyapıya da zarar verme riski bulunmaktadır. Bu tür saldırılar, bölgedeki gerilimin artmasına, uluslararası kamuoyunda tartışmalara ve Suriye’deki insani krizin derinleşmesine yol açmaktadır.
Baas rejiminin çökmesinin ardından, İsrail hükümeti, Suriye topraklarında askeri imkanları yok etmek amacıyla yüzlerce hava saldırısı düzenlemiştir. Bu durum, ülkedeki iç savaşın karmaşık dinamiklerini daha da derinleştirmiştir. İsrail’in hava saldırıları, Suriye’deki askeri ve stratejik hedeflerin yanı sıra, İran ve onun müttefiklerinin bölgedeki etkisini azaltmayı da hedeflemektedir. Sadece askeri yapıların değil, aynı zamanda bölgedeki siyasi dengelerin de etkilenmesi söz konusudur.
Yıllar içinde, Suriye hükümetinin kontrolü altında bulunan ve beslenen terörist gruplara karşı yürütülen bu askeri faaliyetler, uluslararası hukuk açısından tartışmalı bir konu haline gelmiştir. İsrail, Suriye’deki hükümet güçlerinin ve müttefiklerinin askeri varlıklarını hedef alarak, kendi güvenliğini sağlamak amacı güttüğünü iddia etmektedir. Ancak bu durum, Suriye’deki sivillere yönelik tehditleri artırmakta ve insan hakları ihlalleriyle ilgili endişelere yol açmaktadır.
İçinde bulunduğumuz 2023 yılında, bu hava saldırılarıyla birlikte güneydoğu Akdeniz’deki jeopolitik dengeler de sarsılmakta; Rusya ve ABD gibi büyük güçlerin Suriye’deki askeri varlıkları da dikkatle izlenmektedir. Olası bir askeri çatışma, bölgedeki bütün ülkelerin güvenliğini tehdit edebilir. Bu sebeple, uluslararası toplumun bu konudaki tutumu ve etkili diplomatik çözümler arayışı giderek daha da önem kazanmaktadır.