Beyinde yaşanan kimyasal değişimler sonucunda ortaya çıkan özel bir baş ağrısı türü olan migren, başın bir yarısından başlayan ve en az 4 saat süren şiddetli zonklayıcı bir ağrıdır. Migren atağı sırasında mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya artmış hassasiyet gibi belirtiler de görülebilir. Ülkemizde ve dünyada yaşam kalitesini bozan ilk 10 hastalık arasında yer alan migrene genetik yatkınlığı olan kişilerde bazı tetikleyiciler, migren atağını başlatan beyin kimyasallarının salgılanmasına yol açar. Hormonlar, açlık, stres, uyku düzensizliği, beslenme alışkanlıkları, su tüketiminin yetersizliği, iklim değişiklikleri ve uygun olmayan çevre koşulları da migreni tetikleyebilir.
Migren tedavisi, beyindeki kimyasallara müdahale edilmedikçe başarılı olamaz. Hastanın bilinçlenmesi, yaşam tarzının düzenlenmesi, uygun ilaç veya ilaç dışı tedavilerle migren tedavi edilebilir. Bilimsel olmayan yöntemlerin migrene faydası olmadığı vurgulanmaktadır. Migren, Dünya Sağlık Örgütü’nün acil müdahale listesindeki ilk 10 hastalık içinde yer alır ve kronik migren hastalarının yaşam kalitesi ciddi derecede etkilenmektedir. İşyerinde sorun yaşayan hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa’da ise 50 milyon dolar harcanmaktadır.
Migren ağrısı yaz aylarında daha da artabilir. Bu nedenle uzmanlar, migren hastalarına şapka takmalarını, güneş gözlüğü kullanmalarını, güneş tepede olduğunda dışarı çıkmamalarını önermektedir. Evde egzersiz yapmak, bol su içmek, kahve tüketimini azaltmak ve günlük düzeni korumak da ağrıları hafifletebilir. Stresin migreni tetikleyebileceği belirtilirken, migrenin özünde psikolojik bir ağrı olmadığı vurgulanmaktadır.
Kaynak: www.ntv.com.tr