Geçici hükümetin sözcüsü Ubeyde Arnaut, Suriye’deki siyasi durumu şekillendirmek amacıyla önemli açıklamalarda bulundu. Arnaut, geçiş döneminin 3 ay süreceğini ve bu süre zarfında anayasa ile parlamentonun askıya alınacağını belirtti. Sözcü, “Anayasayı incelemek ve ardından değişiklikler sunmak için yargı ve insan hakları komitesi kurulacak” ifadesini kullanarak, gelecekteki yapısal değişikliklerin zeminini hazırlayacak bir komitenin oluşturulacağına dikkat çekti.
Arnaut, hükümetin önceliklerinin kurumları korumak ve kollamak olduğunu belirtirken, hukukun üstünlüğünün tesis edileceğinin altını çizdi. “Suriye halkına karşı suç işleyen herkes hukuka göre yargılanacaktır” sözleriyle, ülkedeki adalet mekanizmasının işleyişine dair kararlılıklarını vurguladı. Bu mesaj, Suriye’de yaşanan çatışmalar ve insan hakları ihlalleri göz önünde bulundurulduğunda kritik bir öneme sahiptir. Hükümetin, özellikle savaş döneminde işlenmiş suçlarla ilgili adalet arayışında olması toplum açısından umut verici bir durum olarak değerlendirilebilir.
Ayrıca Arnaut, Suriye’nin çok kültürlü yapısını göz önünde bulundurduklarını ifade ederek, dini ve kişisel özgürlükler konusuna da değindi. “Suriye’deki dini ve kültürel çeşitliliğe saygı duyuyoruz” diyerek, hükümetin ulusal birlik ve beraberlik çabalarını önemsediklerinin mesajını verdi. Bu durum, ülkede yaşayan farklı etnik ve dini grupların kendilerini temsil edilen hissetmeleri açısından pozitiv bir adımdır.
Öte yandan, muhalif tarafın da Suriye’de gerçekleştirdiği atılımlar dikkat çekiyor. Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin lideri Muhammed el-Beşir, 10 Aralık 2023 tarihinde yaptığı açıklama ile geçici Suriye hükümetinin başbakanı olarak 1 Mart 2025’e kadar görev yapacağını duyurdu. Bu açıklama, muhaliflerin hükümeti oluşturma konusundaki kararlılıklarını ortaya koymakta ve gelecekteki siyasi sürecin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları vermektedir. Halihazırda siyasi belirsizlik ve çatışmalara sahne olan Suriye’de, bu tür liderliklerin belirlenmesi, muhaliflerin yanında demokratik bir yönetimi oluşturmaya yönelik adımlar olarak görülebilmektedir.
Bütün bu gelişmeler, Suriye’nin geleceği açısından oldukça önemli. Geçiş sürecinin başarı ile tamamlanması durumunda, ülkede demokrasi ve istikrarın yeniden tesis edilmesi umudunu besleyebilir. Ancak bu noktada dikkate alınması gereken en önemli faktör, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir yaklaşım izlenip izlenmeyeceği olacak. Geçtiğimiz yıllar içerisinde yaşanan çatışma ve kaos ortamında, sıradan vatandaşların hayatta kalma mücadelesi verdiği unutulmamalıdır. Bu bağlamda, yeni hükümetin tasarladığı komitelerin ve politikaların, toplumun ihtiyaçlarını karşılaması büyük bir önem arz etmektedir.
